7 Eylül 2011 Çarşamba

BİR TUTAM POLONYA HAVASI=)

Polonya'dan sevgilerle...=)=)
İnsan oğlu hakikaten de kuş misali. Daha geçen gün İstanbul'dan blogumu doldururken şimdi Nysa' daki sevimli ve TEMİZ odamızdan yazıyorum bu satırları...Dikkatinizi çekiyorum. Temizzz=) Bence bu yurt daha önce hiç bu kadar temizlik manyağı erasmus öğrencisini bir arada görmemiştir:):) Neyse sondan başladık, böyle olmadı... Hadi biraz filmi başa saralım=)
Atatürk Havaalanı'ndan 11.20 de kalkacak uçağımız için Furkan, İpek,Muhammed ve ben hazır ve nazır bekliyoruz. Telaş var mı? E haliyle=) Bilinmezlik insanı deli eder çünkü... Ailelerle vedalaşmak acı verdi, geri dönsek mi diye arkamıza bakmamıza sebep oldu ne yalan söyleyeyim... Ama pasaport kontrolünden geçince, bir başımıza kalınca anladık bu işte geri dönüş olamayacağını... Aldık bavullarımızı yürüdük kararlılıkla:) Sonra yanımıza, halini betimlemede "telaşlı" kelimesinin çok çok hafif kalacağı Şifanur geldi. Paşa paşa uçağımıza bindik binmesine ama uçağımız havalansaydı iyi olurdu:) Yaklaşık bir buçuk saat rötarla THY bize ilk sürprizi yaptı. Uçaktan sonra binmemiz gereken otobüse yetişmemiz hayal olmaktaydı ama ne yazık ki yapabileceğimiz hiçbir şey yoktu. Karizmatik sesiyle bizi büyüleyen pilotumuza sövecek halimiz yok ya, bekledik kuzu kuzu:) Sonra havalandık, sohbet,muhabbet, yemek, fotoğraf derken... baktık uçak alçalıyor. Ama nereyeee... Camdan bakıyoruz Türkiye'yle alakası yok. Tekrardan sarıyor içimizi o bildik korku. Biz nereye gidiyoruz ve en önemlisi de bu cesaretimiz nereden geliyor:)
Neyse ki uçaktan sağ salim iniyoruz. Pasaport kontrolünde de problem yok:) Havaalanında ilk kazığımızı yiyip bir suya ( Polonya'daki suya, su demek için bin şahit lazım orası ayrı bir mevzuu ) 6 zloty verip taksi bulmaya çıkıyoruz. 6 kişi tek bir taksiye binip tren istasyonuna gidiyoruz ve 80 zloty ye anlaşıyoruz. Tren istasyonuna gittiğimiz gibi, bizim için elverişli olan bütün trenleri kaçırmış olmamız pek hoş bi sürpriz olmuyor bize elbette ki... Ama moral bozmak yok, bir şekilde Varşova'dan Nysa'ya ulaşacağız kararlıyız. Çaresizce İngilizce bilen birilerini arıyoruz. Hatta İngilizce konuşmak için çabaladığımız bir kişinin Türk çıkmasıyla şok oluyoruz:):) İnsanın yabancı bir ülkede memleketlisini görüp, buram buram memleket kokusunu almış gibi olması böyle bir şeymiş anlıyoruz... Doğruca otobüs istasyonuna yol alıyoruz. Kişi başına Nysa biletlerimizi 54 zloty ye alıp, istasyonda beklemeye koyuluyoruz. Tabi biletleri gözümüzün önünden ayırmak yoookkk:):) Ne biletleri, ne pasaportları, ne de paraları:):) Yaklaşık 3 saat istasyonda bekledikten sonra otobüsümüz geliyor. Pek konforlu sayılmaz desem... Hatta hiç konforlu bir otobüs değildi desem...Hadi dedim gitti:) Ben ve Furkan en arkadayız. Bizimkiler öndeki koltuklara dağılmış durumdalar... Ah ben de bileydim şoför amcamızın buz gibi havada klima açacağını, hiç bavulumu bagaja vermeden önce üstüme bir şeyler almaz mıydım:s Orada da kadim dostum Furkan yetişiyor imdadıma, onun sweatiyle idare ediyorum sağolsun... Yarı baygın, yarı uyanık bir yolculuktan sonra gece saat 4 te otobüsümz duruyor ve biz anlıyoruz ki Nysa'ya geldik:) Erasmus koordinatörümüz gayet sevimli ve enerjik bir şekilde, ölü balık gibi bakan bizlere "hellooooo:)" diyor gülerek. Bavullar zor şer arabalara tıkıştırılıyor ve 2 arabayla birlikte yurdumuza ulaşıyoruz. Yataklara yapışıyoruz derhal:):) E malum ertesi sabah 10 da dil kursumuz var ve gitmemiz konusunda gayet kararlı bir de koordinatörümüz:)
Sabah zor şer kalkıp kursun yolunu tutuyoruz. Gece karanlığıyla seçemediğimiz Nysa sokaklarını ve de güzelim nehrini seyrederek yol alıyoruz. Hocamız Magda ve koordinatörümüz Agnieszka bizi karşılıyor. Hoş ve yorgunluğumuz sebebiyle kısa süren bir dersten sonra Nysa sokaklarına bırakıyoruz kendimizi. "Ali Baba" adıyla, Murat Abi denen tatlı mı tatlı bir abinin işlettiği restorantta karnımızı doyurup yurdumuza dönüyoruz. Alışverişimizi yurdumuzun hemen yanındaki Biedronka adlı yerden yapıp temizliğe başlıyoruz:)
Sonuç olarak odamız mis, keyfimiz de yerinde=) Haydi şimdilik ben gittim. En kısa zamanda diğer Polonya maceralarıyla geri dönmek üzere...=)=)    

Hiç yorum yok: