Şüphesiz en sevdiğim yerleşim alanlarından birinde bu satırları düşüyorum. Saros Körfezi'ndeyim...
Erken
uyandım. İyi ki de uyanmışım. Gözlerim uyku göreceğine şu manzarayı
görsün, razıyım. Kulağımda uyku sessizliği yerine komşu balkonda asılı
duran deniz kabuklarından yapılma rüzgar çanı çınlasın. Bahçedeki
güllerin, ortancaların kokusunu alsın burnum, bir de denizin...
Burada belki de yıllarca yaşarım, samimiyim.
Bir
yandan hayatın tam içinde ve diğer insanlarla birlikte olmak isteyen;
bir yandan da o koşturmacadan uzak kalmayı arzulayan biriyim, doğru.
Şehirli yanımla sessizlik ve huzur isteyen yanım hep savaş halinde.
Hangisi, ne zaman ağır basar; bilmem.
Ama hayata ne
zaman böyle küçük esler versem şehirli yanım bir köşede, suçlu bir çocuk
gibi oturur. Pişmanlık ve inat karışımı bir duygu çöker gözlerine...
Tıpkı şimdi olduğu gibi.
Belki de onu günün birinde sonsuza dek sustururum ya da onun inadına boyun eğerim, bilemiyorum. Seçim benim...
Bu
seçimi yapmak o kadar da zor olmasa gerek aslında. Şehirli yanımın
uyuşmuş hissiyatına karşılık; diğer yanımın yoğun, dipdiri, hayat dolu
hissiyatı...
Dedim ya, seçim benim...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder