26 Ocak 2014 Pazar

DÜŞÜŞ

Hayatta en sevdiğim ses şu anda ıssız sokakta duyduğum, bir bavulun arnavut kaldırımlarında sürüklenirken çıkardığı ses. Bence kesinlikle birşeyler anlatıyor. Özlemi, yeni heyecanları, yeni umutları, hasreti... Davul gibi de değil, yakından da sesi hoş geliyor diyorum ve bavul sesi uzaklaşana kadar dinliyorum:)

Uzun zamandır ilk defa haftasonu için meşguliyetimin olmadığını farkediyorum. Elbette ki film izlemeye karar veriyorum.

29 Kasım 2013 Cuma

HEPSİ BU KADAR


Birisi beni 30 katlı bir binadan aşağı bıraktı, eminim. Başka bir açıklaması olamaz! İşin kötüsü henüz yere bile çakılmadım. Saçlarım salınıyor ağır çekim. Gözlerim, derim çekiliyor rüzgarın etkisiyle...

5 Kasım 2013 Salı

DAR RUHLAR


Elimde Pascal Mercier'in "Lizbon'a Gece Treni" adlı kitabı, köprüden geçiyorum. O enfes manzaraya saygımdan her zamanki gibi ara veriyorum okumaya. "Her zamanki" gibi diyorum, abartmıyorum. İşe gidiş - dönüş yolum bir tutam boğaz manzarası, bir tutam metrobüs havasından oluşuyor çünkü:)

6 Ekim 2013 Pazar

Pİ'NİN YAŞAMI ÇÖZÜMLEMESİ...

Her izlediğim filmi not düşemiyorum buraya... O kadar çok izliyorum ki, "Yetişemiyorum" desem abartmış olmam:)

Ama Pi'nin Yaşamı özel bir film haline geldi benim için. Bir kere uzun süredir izlemek istediğim ve bir türlü fırsat bulamadığım için kıymete binmişti çoktan:) Bir de yapı itibariyle en çok sevdiğim film tarzında; yani ucu açık, düşünmeyi gerektiren bir film olduğunu görünce sevdim ki ne sevdim... Sırf görsel efektleri için bile izlenebilir derecede etkileyici geldi bana.

4 Ekim 2013 Cuma

KİTAPLAR GÖZÜNDEN BOLŞEVİK İHTİLALİ ÖNCESİ VE SONRASI

Bazı kitaplar içeriği, biçemi, konusundan daha çok yazıldığı dönemle ün salarlar...
Tıpkı Aleksandr Soljenitsin'in Ivan Denisoviç'in Bir Günü adlı kitabı gibi.